09.10.2017

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ‘14. İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı…

“İmam Hatipler, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan, bütün insanlığın huzur ve güvenini isteyen bir nesil hedefinin neticesidir…”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ‘14. İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı.

İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER) tarafından İzmir’de düzenlenen programda bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İmam Hatip okullarında ve İmam Hatip neslinin oluşmasında emeği geçen başta Celalettin Ökten ve Tevfik İleri olmak üzere bütün hocaları hayırla yad ederek başladığı konuşmasında, İmam Hatip mefkuresinin milletin ruh kökü olduğuna vurgu yaparak, “İmam Hatip mefkûresi ve geleneği bu topraklar için tarihî bir öneme sahiptir. İmam Hatipler; inancı, vatanı, mukaddesatı, değerleri uğruna, Çanakkale’den Kahramanmaraş’a, Sakarya’dan Sarıkamış’a tarihin en büyük destanlarından birini yazan milletimizin, yüreğindeki inancın, mücadele ruhunun, azminin, duasının, umudunun, gelecek heyecanının temsilcisi bir nesildir. Anadolu’nun saf, temiz geleneğinin ve düşüncesinin yansımasıdır. Milletimizin ruh köküdür. Bir inanç ve maneviyat iklimidir” dedi.

İmam Hatip liselerinin mevcut yapısı, geleceği, imam hatiplerde kimlik inşaası, imam hatiplerin vizyonu gibi birçok konunun oturumlar halinde konuşulduğu kurultayın açılışında konuşan Başkan Erbaş, şunları söyledi;

“İmam Hatipler, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan, bütün insanlığın huzur ve güvenini isteyen bir nesil hedefinin neticesidir…”

İmam Hatip okullarının tarihi, bütün boyutlarıyla ve titizlikle yazılmalıdır. İmam Hatiplerin geçmişine doğru bir yolculuk yaptığımızda; içimizi sızlatan hüzünleri, imrendiğimiz heyecanları, engellemeleri, olağanüstü gayretleri ve azmi aynı anda yaşarız. Etrafında yapılan tartışmalara baktığımızda, Türkiye’nin dönemsel paradigmalarını, kendini arayışını, savrulmalarını, sağlam köklerini, eğitime bakışındaki krizleri, din tasavvurundaki inişli çıkışlı serüveni görürüz. İmam Hatiplere gönül verenlerin nasıl bir nesil için çalıştıklarını, aziz milletimizin İmam Hatiplere teveccühünün sebeplerini iyi anlamak ve o ideali hep canlı tutmak zorundayız. Çünkü bu okullar, hayatın ve varoluşun gayesini idrak eden, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan, bütün insanlığın huzur ve güvenini isteyen bir nesil hedefinin neticesidir.

“İmam Hatipler, bütün varlıklara karşı merhamet hissiyle, eşyaya karşı estetik kaygısıyla, çevreye karşı koruma duygusuyla yaklaşabilen bir nesil özleminin sonucudur…”

İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ve adaleti zulümden ayırt edebilen; can taşıyan bütün varlıklara karşı merhamet hissiyle, eşyaya karşı estetik kaygısıyla, çevreye karşı koruma duygusuyla yaklaşabilen bir nesil özleminin sonucudur. Tarihini bilen, yaşadığı zamanın künhüne varan, gelecek tasavvuru yapabilen ve geleceğe umutla bakan; büyük idealleri olan ama bu ideallerin peşinde koşarken başkalarının haklarını, zarafeti ve saygıyı asla ihmal etmeyen bir nesil hayalinin ürünüdür. İslam’ın bütün değerlerini en doğru şekilde bilen ve özümseyen, bütün söz ve davranışlarında sadece ve sadece âlemlerin rabbinin hoşnutluğunu arayan, milletin manevi hayatına rehberlik eden bir nesil gayretinin neticesidir.

“İmam Hatipler, bilgi ile hikmeti bütünleştiren, bilimsel gelişmeleri birlikte öğrenen ve insanlığa hizmete dönüştüren bir nesil idealinin neticesidir…”

İslam medeniyet tarihinde olduğu gibi pozitif bilimlerin öncüsü olan, bilgi ile hikmeti bütünleştiren, hayatı anlamlı kılan değerlerle hayatı kolaylaştıran bilimsel gelişmeleri birlikte öğrenen ve insanlığa hizmete dönüştüren bir nesil idealinin neticesidir.

“İmam Hatip nesli, sevgi ve kardeşliği temel değer bilen, güven veren, güvenilen, şiddetin ve anarşinin uzağında, zulmün karşısında mazlumun yanında, bir nesil olmuştur…”

Sevgi ve kardeşliği temel değer bilen, güven veren, güvenilen, şiddetin ve anarşinin uzağında, zulmün karşısında mazlumun yanında, “Gencin süsü güzel ahlaktır’’  prensibini ilke edinen bir nesil özleminin sonucudur. Bu ideal neslin adı; bazen Âsım’ın nesli, bazen Büyük Doğu nesli olmuştur. Ama her daim bir ahlâk ve maneviyat nesli olmuştur. İmam Hatipliler nesli, var olduğu günden beri, milletten aldığı güçle vatanına milletine, devletine hizmette hiçbir fedakârlıktan geri durmamıştır. En zor zamanlarında bile vatanına, milletine, devletine ve değerlerine hizmetten geri durmadı.

“İmam Hatiplilik şuurunun yeniden tanımlanıp altının doldurulmasına ihtiyaç var…”

Fizikî, teknik, araç-gereç ve kadro sorunlarının ötesinde İmam Hatiplilik şuurunun yeniden tanımlanıp altının doldurulmasına acil ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.  Her şeyin çok hızlı değiştiği bir zamanda, adeta bir hız çağında yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Nesiller birbirlerini çok hızlı eskitip aşıyor. Yeni nesli anlamak, tanımak zorundayız. Aileden başlayan ahlâk eğitimi, sorumluluk ve sorumluluk şuuru, kitap sevgisi, sağlıklı arkadaş ve dost çevresi gibi alanları yeniden tahkim etmek zorundayız.

“Eğer yeni neslin hissiyatına ve dünyasına dokunamazsak o nesli birileri istismar edecektir…”

Hayat boşluk kabul etmez. Bizim dokunamadığımız nesillerin kalbi başkaları tarafından doldurulacak ama bu bazen felaketlere sebep olacaktır. Dahası eğer bir inancı, meseleyi, davayı doğru olarak nesle tanıtmaz isek, o nesli ve değerleri birileri istismar edecektir. Hatta yakın zamanda yaşadığımız gibi (Allah korusun!) vatanına, milletine karşı kullanacaktır. O zaman gözümüzün nuru, istikbalimiz ve hayallerimiz ihanet sarmalına kurban gidecektir. Eğer yeni neslin hissiyatına ve dünyasına dokunamazsak yarın başka felâketler yaşamamayı garanti edemeyiz.

“Kendimizi yeni nesle mürebbi kılmak zorundayız…”

Bir neslin kaderini bir önceki nesil tayin eder. Bugünkü nesil bizim sorumluluğumuzdur. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi; “Hepimiz sorumlu olduklarımızdan mes’ulüz” Biliyoruz ki bir nesil yetiştirmek, en çok emek, özveri, zaman isteyen bir iştir. Bu ideal için çalışanların bir mesai sınırı, tatil günü, gecesi yoktur. Öncelikle nasihat ya da bilgi aktarımı yanında rol model olmak, yaşayarak örnek olmak önemlidir.Kendimizi yeni nesle mürebbi kılmak zorundayız.  İmam Hatip nesline gönül verenlerin ideali ile bugün bulunduğumuz noktayı ciddi şekilde muhasebe etmek durumundayız.

“Kıyafeti, düşüncesi, hayat tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin bütün gençleri bizimdir…”

Bu ülkenin bütün gençleri bizimdir. Kıyafeti, düşüncesi, hayat tarzı ne olursa olsun tek bir gencimizi dahi ihmal edemeyiz. Bütün gençlerimiz bizim için aynı derecede değerli ve önemlidir. Çalışmalarımızı, planlarımızı bütün bir nesli kuşatacak şekilde genişletmek durumundayız.

“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, İmam Hatiplerimiz ve ilahiyat fakültelerimizle yaptığımız işbirliğini güçlendirerek devam ettireceğiz…”

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak; İmam Hatiplerimiz ve ilahiyat fakültelerimizle yaptığımız işbirliğini ve ortak çalışmaları güçlendirerek devam ettireceğiz. Kur’an kurslarımız,  Gençlik Merkezlerimiz, KYK çalışmalarımız, sosyal ve kültürel din hizmeti faaliyetlerimizle bütün gençlerimize ulaşmanın ve onlarla tanışmanın gayreti içinde olacağız. Başkanlığımız; bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada, inancı sağlam, vatanına, milletine, ezanına, bayrağına bağlı, cesur, özgüveni yüksek ve güzel ahlak sahibi nesiller yetiştirme gayretinin hep destekçisi olacaktır.

Programın ardından Başkan Erbaş, İmam Hatip öğrencileriyle sohbet etti.

Programa, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın yanı sıra Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, ÖNDER’in üst düzey yöneticileri ve çok sayıda İmam Hatip gönüllüsü katıldı.